güz
bir sigara, biraz keder, eski bir şarkı işte güz! solmakta yapraklar ve ölmekte güneş birdenbire kararırken gündüz. ruh, bir testi yıllarla müteessir. sen gibi bir şaraba hasret, bomboş ve kırık. onarmasa kalbi geçip giden günler; zaman gelmese üstesinden yahut; bir başka deyişle unutmasa insan, her gün bir başka vururdu ayrılık. istenciyle yaşıyorken o eşsiz hazzın, düşlerken onu yalnız gecelerde idrak ederdi insan, sükun dolu hoş bir ömrün yalnız saadetle mümkün olduğunu. fakat işte güz! hatırlatıyor her şeyin yitip solduğunu.