Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Döngü

hüzünle büyüyen pencerendeki zambak ve ellerinin şefkatle ellerimden tutuşu hatıranla müsemma ismin diyor: bak özlemde son buluyor bu ömür yokuşu bazı anlar kurak bir kır bahçesindeyim zaman zaman sisle kaplı bir karanlık kentte bir eylül ki eskimiş, hazin ve mükedder dönmüyor mevsimler bu uçsuz labirentte

İki Ray

Ne âlemde bir beklentim ne bir ümidim var Yalnız sende soluklanmak soğuk bir sonbahar Aramızda zamanın gerisinde kalmış yağmur Aşkın ve sevdanın şarkısını söylüyor. Vakit ne kavuşmak ne ayrılık vakti şimdi İkisi arasında garip bir yerde: mağmur. Özlem mukaddes, soylu bir kan gibi Günbegün damarlarıma süzülüyor. Sen o kalabalık beldelerin en kuytusunda Ben ruhumla onulmaz bir kan uykusunda Günler kalbimin şimdi zalim celladıdır Ancak beni öldüren yalnız senin adındır. Adın ki ömürde tükenen bir heves Özlemle tutulan dilimde kısılmış bir ses Diyorum dinsin bu yağmur şarkılar bitsin Yalnız senin kokun toprağıma sinsin Ne koynuna sokulan rüzgârlardayım Ne buğulu pencerende beliren siste Ben avucunda eriyen o eski kardayım Yeniden gelirim sen yeter ki iste. Bambaşka iki rayda aynı kalan yolculuğun Mümkün olduğunu gösteren aşkınla yaşıyorum. Olur ya unutursun; silinir kalbinden adım Seni yorgun yüreğinle Allah'a ısmarladım. 

Gül ve Bülbül

Muhteriz sönmekte afakın o ahenkli ziyası Her ferda-yı münevver bir gaib kuş şimdi Ol mahpeyker dilrubaya meftûn kanatlanır Leyâl-i efgânide bîçare                                           sükûta uğurlanır. Onsuz Bîçâre bîkes hem lâmekan ve bîdermân Âşinâ-yı hüsrân ile inlerken âsumân Titreyen dudaklarıyla mâziyi yad eder Ol gül-i ruhsâra hasret bülbül                                                        şöyle der:   Ne bahçende gâib olmak bu ruhuma zulmet Yâhut ne sunduğun şârab-ı aşkındaki zehir Garip bir mâşukânım bir dirhem merhamet Veyâhut ellerinde kuruyacak                                                  kalbimdeki nehir.