Keskin bıçakların engsiz ağzı kalbim. Dokunaklı bir şiirin damarlarıma girişi, keder dolu bir şarkının gözlerimden akışı ve yalnızlığın caddelerdeki ayak izleri. Melankolik bir yaşamın içinden, kırgın bir ruhun bitimsiz hüznü seyreliyor kara bulutların seyrinde. Bana sormuşsa gece yitirip en sakin mehtabını ve bana sormuşsa kavuşmayı gündoğumunun pembeliklerine; sükunetim istemsizce vuku bulur kendinden. İnsanlar, hakikatin en zor yanı şimdi düşlerimin kırık dökük semtinden. Gençliğin ve güzelliğin en iyisini hep bir başkasında görmek yanılgıların en kötüsü. Yola yalnız çıkıp yalnız devam edilemeyeceğini düşünmek de öyle. İnsanın, durgun bir ömürle hiç bir yere varamayacağını düşünmek de. Gary Moore, bir gün güneşin üzerimize doğacağına inanıyor. Pablo Neruda ise umutlu, en iyi günden ve mutlu zamanların belirtisinden. Rimbaud bile yaz akşamlarından bir beklentiye sahip; uzaklarda güzel bir kadınla birlikteymişçesine. Rimbaud gibi ilkyaz güneşinde bile kederi bulan bir adamın bir ne