Bir Zarif Adam: Sezai Karakoç
Beni, bu gerçek dünyanın tükenmez kederlerinden soyutlayıp gerçeküstü bir âlemde bambaşka hüzünlere sürükleyen dizeler.. Bu dünyaya ağlamak değil benimki; bu dünyanın ötesinde, ummanların derinliğinde, boşluğun sonsuz zamansızlığında eşsiz bir duyguyla yoğrulmak.. Artık, yolun uğramaz bilirim toprağıma Ömrüm, yanıp yıkılmış harap ölüm sayfası Sen, orada hakikate çevirirken yalanı Ah, yalana çevirdim ben burada hakikatı.. Bir şiirin kalbimdeki yankısı, yalnızca dizelerin kendisinden ibaret değil. Muhtevasında, derinliği ve anlamı ihtiva eden kelimelerin içinde sonsuz duygular, o sonsuz duygular içindeyse tükenmez gözyaşları var. Dizelerin zarafeti şairin elleridir. Şairin ellerine uzanan, kalbinde var olan uzak bir alemin bu dünyaya ters düşen aksidir. Esasen dizelerde, baştan sona hiç bir yere ve hiç kimseye ait olamama hissi var. Kimsesizliğin ve ötelenmişliğin cehenneminde sönmek bilmez yangınlar. Ne vakit okumaya koyulsam, ruhumun göçtüğü uzak iklimlerden, uzak bir dünyadan