Kayıtlar

Temmuz, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

inkıyad

geceyi sıyırıp sır dolu sırça gövdesinden sevgilinin dudaklarımla uğurladım ondaki hüznü ve melali boynundaki tuza basıp göğsümdeki yarayı  kalbindeki titreyişe kattım kanatlarımdaki mecali ermeseydim aşka, varır mıydı ona elim?  bak canım, çiçeğin yurdu derdim senin gözlerin vesveseler, hicranlar, efkâr ilindeyim gök sensiz pas tutar, solar rengi güneşin varır mıydım aşka, ermeseydi sana elim? 

sızı

seyredip ayrı balkonlardan aynı titrek yıldızı mehtaba karşı aynı iç çekişle, eş zamanda  bir beklenmez bulut dolunayı örttüğü anda hatırlar ve burkuluruz, kan bulur eski bir sızı. gölgen veriyor ışığını karanlığına gecemin birbiri ardına yanıp sönmekte ateşböcekleri özlem dolaşırken hüzün dolu kalbimdeki kanda kaygılı bir yaz gecesidir bende görecekleri senden yoksun, senden mahrum, senden uzakta...

güzel yüzünden içime kurulan bahçeye dair

ay örtünür bulutlara bir görünse yüzün aydınlığı bir karartıdır yanında gündüzün  durulur bulanık sular sen varsan hatırda yeşerir hazanda dahi begonvil ve lavanta ey ruhumu peşinden sürükleyen güzel yok seni anlatacak ne bir şiir ne gazel elem verse sözlerin yine mutlak sevinçtir yokluğunda bütün sevgiler bütünüyle hiçtir ellerin bir dokunsa iklimim can bulur yoksan yağmurlar sağanak halde kurur asarım durgun yüzümü kalabalık caddelere bütün dünya içinde içim sana burkulur düşün ki bütün gölgem bir kubbe, hüzünden hatırla, neydi sığınmak geçmişteki günlere özlemle düşündüğüm o güzel yüzünden içime en serin gölgelerden bir bahçe kurulur