Yarım kalan bir öykünün ardından yazılmış; sözcükleri özlemden ve aşktan mürekkep bir mektuptur bu, varsın bilinsin. İnsan, ahir ömründe aşka bir kez tesadüf eder. Aşk, insana yalnız bir kez görünür. Ve insan, bu aşkla iki parçaya bölünür. Sarılınca insan o mukaddes sevgiliye bütün gövdesiyle ve benliğiyle, sarıldığı artık biraz da kendi kalbinin görüntüsüdür. Adı, aşkın saflarında yer etmiş biriyim. Bu duyguyla müsemma yazdım hatıratımı, varsın silinsin. Şimdi ne sen bana ellerini verebilirsin ne de ben ilişebilirim ilkyazları getiren güzelliğine. Aradan geçen senelerde değişmedi bekleyişlerim pencerende. Oysa ne bir gül atmışlığın var bana ne de ışıklarla dolmuşluğu kalbimin. Öylece geçip gidiyor seneler, tam ortasında alışılagelmiş yalnızlığın, kalabalık ve anlamsız kitlelerin, sensizliğin. Sensiz olmak, diğer herkesi ve her şeyi önemsiz yapıyor ömrümde. Değil mi ki aşk, varlığın özündeki manayı gösterir insana? Yepyeni bakış açıları sunar ve tatmadığı hisleri tattırır ona. Bir