Kayıtlar

Şubat, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şubat Ayı Müzik Önerileri

Listeyi yerli ve yabancı karışık hazırlamak istedim fakat sadece yabancılardan oluşan bir liste yaptım.(Barış Manço istisnası dışında ki o da yabancı bir parçayla listede) Yerli şarkılara günümüzde ulaşmak yabancı şarkılara ulaşmaktan daha kolay. Liste tek bir türden değil birden çok türden oluşmaktadır. Blues, klasik rock, balladlar, film müzikleri, keman ve piyano soloları v.b.  Öte yandan yerli parçalara bir şekilde bir yerlerde denk gelirsiniz zaten. Diye aklımı meşgul eden düşünceyi de sizinle paylaştıktan sonra listeme geçeyim efendim :) 20-  Uriah Heep- Lady in Black 70s rock 19-  Nasenbluten- We've Got Balls 90s hardcore 18-  Bittersweet- Within Temptation folk-flut 17-  Rodriguez- Crucify Your Mind folk 16-  Françoise Hardy- Mon Amie la Rosa 60s french 15-  Scorpions- Believe in Love 70s ballads 14-  Jake Bugg- Step Away soundtrack( U want 2 kill me) 13-  Accept- Amamos La Vida ballads 12-  Meiko Kaji - Flower of Carnage soundtrack(Kill Bill) 11-  Q5

Şubat Ayı Film Önerileri -1

Resim
Şubat ayıyla birlikte bundan sonraki her ay başıma bişey gelmeyecekse film, müzik ve kitap önerilerinde bulunmak istiyorum :)) Bunu tavsiye olarak değerlendirmemeniz rica olunur. Size tavsiye değil yalnızca öneri sunuyorum. Öte yandan zevkler tartışılmaz mottosunu bir kenara bırakın ve tartışma ortamlarınızı sanatsal konularla renklendirin :) Zira tartışmaya değmeyecek önemsiz konular yeterince bol zaten. Her ay 5 film, 5 müzik parçası ve 1 kitap önerim olacak.  İlk filmimizle başlayalım dilerseniz İlk sırada usta yönetmen Tarantino 'nun son filmi The Hatefull Eight , yani Türkçeye çevirisiyle ' Nefret Sekizlisi' filmini önereceğim. Baştan uyarayım, daha önce Tarantino filmi izlemediyseniz veyahut izlediğiniz halde film içerisindeki uzun diyaloglardan hoşlanmıyorsanız bu film pek sarmayabilir.  İmdb: 8/10  Tür : Suç ve Dram Tarantino'nun 90larda yıldızını parlatan tanıdık birkaç oyuncu var cast listesinde. Samuel L. Jacksonn, Kurt Russell, Michael

7. Sanat Sinema - Tarihçe -

İşbu yazı biraz uzun olacağından mütevellit müzik eşliğinde okumanızda fayda var. Merak edenler için belirteyim, müziğimiz sinemanın Japon çizgi tekniklerinin sanatsal bağlamda ekrana yansımış hali olan 'anime' türünden ' Naruto ' animesinin soundtrack solosudur. Buyrun efendim:  Naruto Soundtrack 7. Sanat; Sinema ve Sinemanın 2. Dünya Savaşına Dek Kısa Tarihçesi İnsan beyni, gözün algıladığı görüntüyü, görüntü kaybolduktan bir müddet sonra da algılayabilmektedir ve algı esnasında görüntüler bilinç altında hareket eder haldedir. Bundan dolayı sesli sinemada insan gözü bir saniye içinde art arda yansıtılan 24 kareyi kesintisiz bir hareket içinde görür. Sinema tarihine yolculuk ettiğimizde sinemaya dair denemeler ilk olarak 19. yyın ilk yarısına tekabül eder ancak ciddi çalışmalar bu yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır.  Sinemanın temellerini atacak buluş ve işlere imza atan Eadweard Muybriagef , yanyana dizdiği fotoğraf makineleriyle koşan bir midillinin hareketl

Hatıran

Hatıran pencereme vuran güneş gibidir Saçların, vakur göğsümde titrek yakamoz Ellerin şimdi hangi ellerin semtidir? Ya hatırla verdiğin sözleri ya da boz. Benim kaygım kendimden yana, senden değil Korkarım solduracak beni hatıraların Örtmek istesem de penceremi gitmez elim Ten bahçende kime soldurdun baharları? Seni düşündüm bugün aklım aldığınca Sindi kalbim bir acıya ağırlığınca Bir damla çarptı cama, sonra damla göl oldu Sevgilim, hatıran bulutlarda kayboldu..

Biraz Tevfik Fikret

Cesaret timsali, yeniliklerin şairi.. Evet, cesaret timsalidir. Lakin onun bu cesareti doğuştan değildir. Yaşadığı acılar ve bu acılar neticesinde yitirdiği inancı ona bir cesaret gömleği giydirmiş ve fikret bu gömleğiyle şairlik bayrağını meşrutiyet yıllarında zirveye çakmıştır.( Bkz: Sis şiiri) o dönem halkı dikta eden yönetimin baskısına ve yanlış batılılaşmanın bir örümcek ağı gibi sardığı istanbula yazılmış olan isyan minvalindeki şiiridir. İsyandan ziyade bıkkınlık vardır. Şiirde istanbuldaki her şeyin kokuştuğunu, ölü ve diri her şeyin bir sisle örtülmesi gerektiği ifade edilir.  İlklerin şairidir, uzakların şairidir, karamsarlığın vücut bulup da kaleme sirayet etmiş halidir tevfik fikret.  Hem teknik olarak şiire soktuğu yenilikler hem de muhteva konusunda giriştiği yeniliklerle yeni bir çığır açmıştır edebiyatımızda.  Benim şiirde mütemadiyen nazarı dikkatimi celb eden şey muhtevanın teknik unsurlara göre ne şekilde şiir içine adapte edildiğidir. İşte bu hususta da Tevf

Şiire Dair

Şiir veyahut şiir tadında denemelere ilgi duyan insan benim için her zaman 'özel' kelimesinin içini doldurabilecek yetkinlik ve niteliğe sahip insandır. Özel olması bir yana, cana yakındır şiir seven insan, deneme okuyan insan. Bir sahafa girdiğinde gözü ilkin şiir kitabı arar. Tozlu raflarda kış şairi Sezai Karakoç, özlemlerin tasviristi Nazım Hikmet, hüznün vücut bulmuş hali Tevfik Fikret  veyahut bu hüznü hüzün kılan Baudlaire veyahut da Pablo Neruda veya vatandaşı Nicanor Parra'yı arar gözler... Şiir seven insana değineceğim biraz. Şiir, içerisinde barındırabildiği duygu kadarını yansıtabilir okuyucusuna. Şair hissettiğinden fazlasını veremez şiire. Kelimeler hissin birer kölesidir ve her bir kelime hizmete durmuştur hislerin her zerresine. Ta ki şair, şiirine son noktayı koyana dek. Noktası koyulan şiirde, şairin görevi bitmiş, artık kelimeler okuyucusuna hizmete durmuştur. Okuyucu, kendi iç dünyasındaki kelimeleri daha önce hiçbir hisse köle etmemişse, bir şiirden