Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Beklenen

 Her şey küllerinden doğar  En büyük mutluluk en acı umutsuzluktan En güzel haberler en beklentisiz andan Ve kuyudan çıkılacağı an dibi görmüştür insan. Oysa beni kırgın çiçeklerin sularına katan bu bitimsiz kahır İçime günbatımı gibi çöküyor ağır ağır  Tutamıyorum geçen zamanı, tutamıyorum ellerini İçim bu dünyanın döndüğü mevsimlere sağır. Yoruldum dipsiz ve karanlık kuyuları beyhude aşındırmaktan Bana senin aydınlık göğünden bir zerre bahşeyle Bahşeyle ki yanmakta olan ruhum serinlesin Sen ümit bahşedenler içinde tek beklenensin. Bu beklenti nihayetsiz, ümitler uzak İçimdeki her kıvılcımı garip bir boşluk söndürüyor. Aşkın,  yürekte pıhtılaşan bir kan eğrisinde sönükleşen yıldızların dahi gerisinde ve hatta unutulmuş anıların gergefinde günbegün ruhun diyarını yalnızlığa bürüyor. 

Sevgiliye Özlem Dolu Son Mektubun Zeyli

Yarım kalan bir öykünün ardından yazılmış; sözcükleri özlemden ve aşktan mürekkep bir mektuptur bu, varsın bilinsin.  İnsan, ahir ömründe aşka bir kez tesadüf eder. Aşk, insana yalnız bir kez görünür. Ve insan, bu aşkla iki parçaya bölünür. Sarılınca insan o mukaddes sevgiliye bütün gövdesiyle ve benliğiyle, sarıldığı artık biraz da kendi kalbinin görüntüsüdür. Adı, aşkın saflarında yer etmiş biriyim. Bu duyguyla müsemma yazdım hatıratımı, varsın silinsin.   Şimdi ne sen bana ellerini verebilirsin ne de ben ilişebilirim ilkyazları getiren güzelliğine. Aradan geçen senelerde değişmedi bekleyişlerim pencerende. Oysa ne bir gül atmışlığın var bana ne de ışıklarla dolmuşluğu kalbimin. Öylece geçip gidiyor seneler, tam ortasında alışılagelmiş yalnızlığın, kalabalık ve  anlamsız kitlelerin, sensizliğin.  Sensiz olmak, diğer herkesi ve her şeyi önemsiz yapıyor ömrümde. Değil mi ki aşk, varlığın özündeki manayı gösterir insana? Yepyeni bakış açıları sunar ve tatmadığı hisleri tattırır ona. Bir