Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Merhaba ve Hoşçakal

Merhaba. Sizinle ilk merhabamız bir yaz güneşi altında, gölgesinde ruhumuzun ve dünyasında kelimelerin.. Zaman akar giderdi, kalmazdı bizimle biz gibi. Kelimelerin dünyasına hoş gelmiştik; her birimizin geçmişini bir digerine sunan, sonra gelecek zamanı âfetle bir kılan.. Zaman akardı bizden habersiz, gelecekten habersiz bizler gibi. Gelecegi inşaa etmek için geç kalmıştı birimiz veyahut bir digerimiz için erken.. Bazı ayrılıklar ölüm gibidir; zamansız. Ki, ayrılıgın acısıdır kast edilen âfet derken..

Son Kadeh

İçimi dökmek istediğimden gecem kavuşmaz olur sabaha. Fakat yine de yıldızlar uzak, beton soğuk. İçimi döksem şuracığa, sonra toplasam bir bir. Ruhum yine kavuşmaz olur bahara. Sen yolunu benden ayrı belledin. Benden ayrısın şimdi mabude-i ömrüm. Ben de senden ayrı, çaresiz. Hem hüzün huzur biraz karışık. Beni bir sen anlardın, sonra ikilemlerde sıkıştık. Sen bir gece vakti yolumu açık ettin. Ne de kolay göründü sana ruhumu paramparça etmek. Bölündüm kendi içimde saçıldım etrafa. Demir parmaklık bedenim, tutsak gibiyim adeta. Hani kurtulsam, nereye giderim bilmiyorum. Belki bir secdelik aydınlığa, belki koşar adım sana.. Sen verilmiş sözleri bir gecede kül ettin. Anılarla bıraktın şimdi beni bir başıma. Sorun değil, anılarla yaşamaya alıştı zaten bu yürek. Ne kadar beklentisiz olacaksa insan sevdiğine karşı, daha fazla beklentisiz ve çıkarsız savaştım bizim için. Savaşmaktan yorgun düştük sanırım. Beni götürür şimdi yalnızlığım, kesif anason kokusuna.. Sen, giderken yüreğ

Siz Sevgili Hüzün

Aklen ve kalben, geçmişin ruhumda yer etmiş güzel anılarında takılı kalmış bir halde günümü yarın için ziyan edilmiş bir zaman dilimi haline getirmekteyim. Gidenler bilir gittikleri yönü, ki gitmek var olmaktan sıyrılmak veyahut var olmaya adım atmaktır bir bakıma. Ve gidenler bildiler var olmanın ne olduğunu. Ya gittikleri meçhul yerlerde veyahut geçmişte kaldıkları zaman diliminde. İşte benden gidenler de buldular varlığı huzur ve sükunet içinde. Ben ise gittiğim hiç bir yerde varlığa ve varlığın yarattığı huzura erişemedim. Ve kaldığım yerde de var olmadım bu benlikte. Beni dünler esir alır. Günümdeyse felaket her bir zerresiyle ruhumu sarmıştır. Metanetle yarınları yastigimda düşledim. Neden sonra farkedilir, yastıkta kalan yarınlara dair gözyaşımdır. Zamandan şikayet etmiyorum desem yıllar yüzüme tokat gibi yapışır. Ömrünüze guzellemeler yaparım ben dert etmeyin. Sarhoş ruhum gözlerinizin güzelliğinde mayışır. Mayıs sıcağı şu sıralar ellerime uzaktır. Simsiyah bir gecenin sonund

Sen Giderken

Sen giderken başladı tufan.  İçten içe sessiz bir yolculuk yapardım sana hep. Sonra seninleyken yine sessiz severdim seni. Yokluğunda yine sessiz ve zaman zaman kimsesiz bir halde, gözyaşlarımla arşınladığım boş caddelerde ve bazen kalabalık bir kafede, evimde, uykumda, düşümde.. Velhasıl, uzadıkça katlanması mümkün olmayan ömrümün her köşesinde seni sevdim usanmadan. Sen giderkendi içimde tufan.. Neden sonra sen gittin.  Sen giderken başladı yangın. Ruhumun acılarından arınırdım gözlerinde. Bedenim zaten  yük idi, ancak seninleyken her şey bahar mevsimlerini anımsatan elbiselere bürünmüş hoş birer nesneydi ziyadesiyle. Bilirdin ve belki halen biliyorsundur, gözlerinle kaimdi yaşama sevincim. Neden sonra tükendi birden. Çünkü sen gittin. Şimdi bedenim yine yük, ruhum acılarla yıkanırken pençesinde gazabın. Sen giderkendi içimdeki yangın.. Sen gittin ve başlar ruhumu kemirmeye tufan, içimdeki yangını körüklediği her ânın..