Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İntihar Zamanları

Woolf, Yesenin, Gorki, Pavese, Marmara ve Gary..  Kelimeler gerçek anlamını bulduğu vakit, güneşin doğuşu da bir anlam kazanacak; ölüm, ancak bu dünyayı sevmediğimiz vakit bizi sıcak karşılayacak.  Peki bu dünyayı sevmemek ve hatta bu dünyadan ve insanlardan ve onların davranışlarından nefret ediyor olmak, bir an evvel ölümü istemeyi gerektirir mi? Sevmediğimiz bir hayatı günbegün yaşayıp geçen onca zamandan sonra bomboş seneleri geride bırakmış olmak, bu dünyadan kaçmayı gerektirse bile bunu sadece ölümle mi yaparız?  İntihar etmek birçok kişinin kaçışı. Sorunlardan, sıkıntılardan en kolay kaçış yolu; çünkü hiç tecrübe etmediğimiz halde ölümün bütün acıları dindirdiğine inanırız. Ölüm, zihnimizdeki algısıyla acıları dindirmek için varsa, bizler bu dünyada zaten acılarla yüzleşmek için var olduk demektir esasen.  Yukarıda bahsettiğim yazarlar intihar ederek bedenen toprakla bütünleşmiş; fakat eserleriyle ve ruhlarında var olan sonsuz acıların derin terennümleriyle insanlık tarih

Sonsuz Özlem

Sen eski zamanlardan söylenmemiş bir şarkı Bitmemiş bir şiirde saklı gözlerindeki hüzün Sen ruhumun acılarına terk ederken aşkı Merhametin yeşerdiği bir mevsimdi yüzün. En sıcak hisleri saklar dudağında buselerin Benden özge kimse bilmez neler gizler gökyüzün Sen yalnızlığa açılırken kıyısından denizlerin Kalabalık limanları harap olur gönlümüzün. Ben sende var olmak kadar kaybolmayı da sevdim Yankı bulur hasretin radyolardan şiirlerden Ben senin ülkende kimsesiz bir mülteciydim Bir düş, ruhumu eriten; aşkım, özlemimsin sen..

Esarete Boyanmış Bir Kuş; Jerzy Kosinski

Zordur bir başka insanın yaşadığı acıları, sıkıntıları ve içine düştüğü sonsuz döngüde sessiz çırpınışlarını anlamak. Hele ki o insanın tecrübelerine uzak bir yaşantımız varsa.. Jerzy Kosinski, II. Dünya Savaşının başlangıcından 6 sene evvel çalkantılı bir dünyaya gözlerini açmış; insanların acımasız yüzünü henüz çocuk yaşlarında görmüştür. Dünya, insan denen varlığın menfaatleri ve hırsları neticesinde paramparça edilirken dünyaya gelmek, paramparça olmaya ve kırık dökük yaşamaya başlı başına bir sebep. Savaş mı daha acımasız insanlar mı? Ruhunda, ölümün soğuk nefesini gizler esaret. Yaşamlarımızda, kalbimizde yeşerttiğimiz naif duyguları, sırf o duygulara bir zeval gelmesin ve hislerimiz pekişsin diye bir başkasının kalbine sunar; bir nev'i o duyguları muhatabına emanet ederiz. Sonrası mütemadiyen yerle bir olmuş bir yürek ve o yüreğin taşıdığı kırgınlıklar olur. Polonyada Yahudi bir ailenin ilk ve tek çocuğu olarak dünyaya gelen Kosinski, annesinin 'çocuklarını koruma iç

Hasret

Bir söğüt altında uyku, Sessiz bir ikindi vakti.. Uyanmasam da kabrim olsa Söğüdün sardığı toprak Uyansam, Göğe uzansam Masmavi, sonsuz, berrak... Kalbim kırık. Vedâlar zor henüz kavuşamadan.. Toprak sararmış bedeni, Ruha dokunamadan. Solgun bir çiçektir yüzüm, Solgun; çünkü sevilmedi Okşanmadı ellerince Dudaklarınca öpülmedi.. Yüzüm solgun bir çiçekten arta kalan hatıra, Unutulmuş bir defterin satırları arasında.. Senin yazdığın satırlar, senin ellerinden izler, Yeni doğmuş bir kelebeğin umudunu gizler.. Yüreğimde bir özlem var Yüreğimin yarasında. Bana çok iyi geliyorsun biraz daha dur Bahar var avuçlarımda sana hasret güller var Tenine hasret, kokuna hasret en taze ıhlamur.. Sensiz gelen baharlarda kıştan izler var...

Sevgiliye

Şuh bir bahar sabahında, sensizliğin rüzgarına kapılmış kuşların penceremde buldukları şey senden kalan aşk kırıntıları. İnsanlar, birbirinden habersiz ve birbirinden uzak yıldızlar gibi bu çağda. Her biri parlamakta kendi içinde anbean ve her biri yitirdi farkındalığını sönüp giden yıldızlara dair. Yalnız sen, sen ey muhayyel âlemimde ruhumun sahibesi, tahayyüllerimde aşkımın mâbudesi, sen ey yaşama sevincime sebep gönlümün ilâhesi, gözbebeğim.. Sen farklısın herkesten. Bu çağ, bu insanlar ne kadar yıprattıysa beni, sen onardın bakışlarınla, sesinle, sevginle ve tebessümünle her bir zerremi. Yalnız sendin şimal yıldızına nazire yaparcasına parlayan ruhumun derinliklerinde ve bir tek ben yandım aşkına çıkmazlarda ölürcesine.. Ey beni bu dünyanın acılarından münezzeh eyleyip bambaşka bir âlemde sonsuz sevinç ve kederlere rapteyleyen sevgili! Ruhum ve kalbim her şeyiyle senin; bedenimse yalnızca bir sûretten ibaret ve sensiz bir âlemde bütünüyle zahiri..