Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Özlem

Resim
Bitmeyecek bir özlem bu geçse dahi seneler Aşkınla parlayan birer hânedir bu geceler Güzelliklere susamış ruhuma dokunsan bir dem Gülşen olur gönül yurdumda yıkılmış harabeler. Gözlerinde kızıl bir göğün mehtabı var, izlerim Koşarım sana dört mevsim parçalansa dizlerim Senin şanlı zaferlerine mağlup uyansam her gün Yine aklımda ve kalbimde zarafetini gizlerim. Sen tebessüm ettiğin an rengini bulur güller Samanyolu yıldızları çehrene secde eder Sesinde aydınlık bir sabahın güneşi, Râm eder bülbülleri ruhuna yâr eder Lâmekan yüreğimin bir hayalde eşisin Dinmeyecek bir özlemi kalbime nakşedensin...

Misafir...

Resim
Bir zamanlar seçkin bir ruha bakıyordum aynalardan -Ki herkesin bir gizi vardır geçmişe dair Önce ruhum parçalandı sonra aynalar bir bir Yaşlı ve dilsiz bir aşık gibi silindim hafızalardan. Klasik ve kifayetsiz söylemlerin ortasındayım İnsanlar, kanadı kırık bir kuş görünce göğü unutur Ne yapardım bilmiyorum teselli arasaydım Ben de herkes gibi gökyüzünü mü unuturdum? Herkesleşmek kaçınılmaz sonu sanırım bu ömrün İşte bana nedameti unutturacak yegane teselli! Herkes gibi toprağı öpmekte gecikmeden Evvel-i mevtten toprağı gözü açık öpmeli. Kalpten kalbe giden bomboş bir yolda kaza yapmış gibiyim Kararan gözlerimi güneşe açsam da nafile Bazı bazı uykusuz gecelerin cansız bir bedeniyim Camekanda sırıtmayacak kavruk bir güzellikte! Bir sigara içimlik gülüşlerimi saklayabilmek isterdim İnsan arıyor işte güldüğü en basit olayları, durumları Yalnızlık postası kapımda yine aynı saatinde Açmasam da birikir ruhumda kimsesizlik yığınları. Güzel bir şarkı ba

Yağmur

Resim
İnce ince süzülürken toprağa yağmur Sen ruhumun yoluna yalnızlığınla dur Kül rengi bulutlar gelip geçer aldırma Hepsi dalıp giden gözlerinin yorgunluğudur Uzanarak sararmış nemli yapraklar üstüne Bir an olsun kederleri yüreğine unuttur Hüzün rüzgarları usul usul süzülsün pencerene Seni yumuşak elleriyle okşarken yağmur

Bekleyiş

Resim
Sesin, sıcak bir yaz günü soluksuz bir sağanak ve ben ruhumla Şubat’ın henüz başındayım. Düzayak bir kentte etrafa yalnızlığı saçarak,   Yürüdüğüm yolların sensiz çıkmazındayım. Sesin, sıcak bir yaz günü soluksuz bir sağanak... Bilmem hangi bekleyişin sonudur bu ömrüm? Hangi aşkın ve bakışmanın ilk heyecanı? Bir akşama daha kavuştu beyhude geçen günüm Mümkünlerin kıyısında harcayıp her ânı… Bilmem hangi bekleyişin sonudur bu ömrüm? Gözlerin, beklenen bir yolcuyu uzaklardan süzen... Özlenen bir geçmişin hasretini duyan gözlerin. İncecik ve gizli gözyaşlarına şefkatsiz bir düzen, İçinde mahzun sükunetiyle kor gibi yanan gözlerin Gözlerin, beklenen bir yolcuyu uzaklardan süzen… Senin caddelerin çok sesli, kalabalık her an Fakat kafamın içinde yokluğun sessizliği var. Hazandandır diyorum, belki yağan yağmurdan; Sessiz bir buluttan aşka çağıran yağmurlar... Senin caddelerin çok sesli, kalabalık her an… Ellerin, beni bir bakıma yeni baştan va