Kayıtlar

Şubat, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yoksun

Bu soğuk karanlık gecenin sabahında sen yoksun Ne fark eder güneş doğsa ruhum senden yoksun Açtıysa da gonca güller ilkyaz güneşiyle şimdi Yokluğunda mevsim hazan güller zamansız solsun Küllenmeyen gönlümde rüzgarsız yanan korsun Gönül şimdi bu ahvali nasıl hayra yorsun? Dost elinden bir selamın arz u halim sorsun Sensiz geçen gecelerde neyler ruhum sevgili? Her sokağı bilinmezlere çıkan bir yolsun Sonum hüsran olsa da varsın elinden olsun İstersen aşkın şarabına elinden zehir dolsun Dudaklarıma ellerinden hayat verir zehrin Sayfalarca yazdığım bitmemiş bir sonsun Yüreğindeki bahçelere kelebekler konsun Sesinle en tatlı müziklere tarifsiz bir fonsun Sesinden mahrum müziği neyler ruhum sevgili?

Senden Sonra Yaşamak

Seneler sonra düşünüp senden kalan hatıraları Yağmurla ve güneşle gelen gökkuşağı karşısında Zamanın ruhuma ıstırap veren akışında Özlemin yüreğimi saran mavi yangınlarında Bir sonbahar yaprağı gibi ölmeyi diliyorum. Her şeyi bu dünyaya bırakıp ne varsa içimde Sana karışarak bir hiç olup senin gözlerinde Adımı çağıran yorgun ve hüzün dolu sesinde Bir ilkyaz yaprağı gibi yaşamayı diliyorum. Uzak şimdi gözlerim mütebessim gözlerinden Bir mevsim gibi toparlanıp gitme vakti artık Beklenen yağmurlardı yüreğimde biriken Beklenip de yağmayan bir yüzyıl göklerden. Kurak bir toprak gibi ölmeyi diliyorum. Yeryüzü kapkaranlık insanların elinde Ruhum akşamların mütekeddir seyrinde Bembeyaz haberlere müjdeci bir bulut gibi Senin berrak gökyüzünde yaşamayı diliyorum.

Mübalağasız Gazel

Ahzen-i ruhum berg-i hazan gibi solmuş durur Ziyâ-yı afitabım pür nazarımda sönmüş durur Ahvâlim gülistâna hasret bülbüllere âşiyan Mütesehhir gözlerimde gözyaşları damlar durur Gönül bazan gül-i râna bazan hâk-i nümâyan Dilrubâ-yı cânan için cânım mest-i harap durur Didârım güfte-i mahzun yüreğim bâd-ı hazan Müteenni vedâ ile ruhum mâziyi anar durur Hicran ile dest-i yâren bir kor gibi yangından Namütenâhi hasretlerle yâdımda yanar durur

Yağmurlu Yalnızlık

Gün yine kavuştu geceye Karanlığın sardığı ne varsa ufkumda silindi tek tek. Biliyorsun bu saatleri hüzün ağır ağır işler içime.. Kaçıyorum ne varsa bu dünyaya ait, Kaçıp yeni bir dünyada var olmanın kuvvetini arıyorum. Önce gökyüzüne bakıyorum bulutlar toplanıyor, Kederden bir sağanak başlıyor kapkaranlık gecede. Bir ben varım caddelerin derin boşluğunda, Bir de mevsimin getirdiği soğuk bir rüzgar tenimde. Evime yürüyorum ama eve de ait değilim. Bir anlamı yok evin, eşyaların, yürümenin... Ne hissediyorum içinde yapayalnız, bir bilsen Hüzünden, sessizlikten, kimsesizlikten... Kimseler yok kapımı çalan, kimse bilmez varlığımı Yalnızlığın göğsümdeki solgun bir yürektir adı.. İç çekip geceler boyu yorgun saatler ardınca, Uzaklardan bile usanmış ruhumu dinliyorum Yaşama bir anlam verebilmek için ölmeyi diliyorum.. Kaybettim ne varsa içimde sessizce bir bir, Kaybetmişliğim yüzümde yer etmiş sonbaharda belirir.. İşte yine gecenin kalbinde sessiz çarpıntıdır gözyaşım, Ke

Meçhulde

Seneler küllenen bir kor gibi içimde Anılarla savrulan her rüzgarda parlar durur Düşündükçe maziyi yorgun bir biçimde Gözümden damla yaşlar sonbaharla damlar durur Düşündüm gecelerce aralıksız bir aşktan Her gündoğumunda sana uyanabilmeyi Unutulur sanıyordum vazgeçince yanmaktan Hatıranla yaşamaktan her gün tattım ölmeyi Ne baharım bahar şimdi ne de kışım kış Ne zamanın akışında ne bir takvimdeyim Geçmiş güzel günlerin saatlerine sıkışmış Meçhulde her şeyden bihaber bir haldeyim