Kayıtlar

Aralık, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sürgün

Resim
Sana sürgün olmak var cümlesinden cihânın Yalnız efsunkâr gözlerinde yaşamak günü Güzelliği seninle mümkün bahçemde her ânın Gel çiçekler rengini bulsun; ruhum sürgünü Yüreğim, senden esen rüzgarların yön verdiği nehir Kıyısında tükendi gençliğin sensiz geçen yılları Şimdi derinlerde var olan sonsuz bir özleyiştir Ezberletir gözlerime sana çıkmayan yolları Gönlün ince yollarında bir hayal gider gelir Tâ ki sürünmekten bîtap düşüp âfaka süzülsün Senin ellerinde rüyam hakikatin kendisidir Son bulursa bir gün ruhum karanlığa sürülsün.

Sen Olsaydın

Sen olsaydın anlardın beni diyorum; sesimdeki titrek durgunluktan ve ruhumdaki elem dolu sıkıntıların beni şehrin caddelerine savurmasından. Anlaşılmaya ihtiyacı var insanın böyle anlarda. Belki biraz daha fazlasına. Yoruldum suskunluğumun beni anlaşılamaz kalabalıklara karşı savunmasından. Konuşmaya, gün gibi aydınlık bir söz duymaya da ihtiyacı var insanın. Hem belki biraz daha fazlasına. 'Sen olsaydın' diye düşünüyorum her defasında... Mevsim içinde yanan bir mevsim gibi beliriyor keder mütebessim yüzümde. Kalbim neşe ve sevincin kıyısında beliren hüzün rüzgarlarına kapılmış gibi. Korkutuyor beni bazen bu ruh hali. Her şey geçer diyorum en nihayetinde. Her şey varır varması gereken o meçhul sona. Ama her şey bir sona varmakla bitmiş, tükenmiş olmuyor ömür yazgımızın seyrinde. Benim yazgım, kayıp bir gökyüzünde aksini arayan yalnız bir kırlangıçla kaim. Sessiz ve kavi bir fırtına gibi savurdu zaman ruhumu senelerce. Anlayabilmek insanları; anlaşılabilmek susarken bile..

Kar Yağarken

Resim
seneler sensiz boş birer sokak  her birinden yalnız ve eksik ayrılıyorum düşen kar tanelerine pencerenden bak ruhum gibi eridikçe özlemi anıyorum lütfederken kar yağışı sessizliği bu kente bir hüzündür inceden siniyor adımlarıma yorulduysan bu anlamsız kalabalıktan sen de gidelim, usulca yasla başını omuzlarıma

Bana Ellerini Ver

Resim
Dünyanın unutulmuş kuytu bir köşesinde, ilkbaharı müjdeleyen kutlu bir haberdin sen. Koşulları kötü bir yaşamın düş gücüydün. Yağmurlu ve gri bir Kasım sabahına başkaldıran zarif bir güldün. İnsanı beklentiye sokan düşler midir gerçekler mi? Sen beklentisiz her ânımı kıymetli kılan; düşleri gerçeklere yaklaştıran, soyut ve somut ne varsa bu dünyadan geçen, hepsini ruhumda derin bir anlam denizine ulaştıran yolumdaki en güzel yöndün. Ben bu dünyanın gidilmemiş köşelerine henüz aşkı tatmamış karanlık caddelerine seninle gittim ilkin, aşkı sen getirdin ışıksız bir şehri aşkınla ihya ettin seninle aydınlandı ruhum günden güne. Sen o aydınlık göğün ve aşkımın ilâhesi sen başakları usulca okşayan o tatlı sabah güneşi bana ellerini ver kalabalık kentler bize göre değil.